Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Almanya'nın başkenti Berlin'de "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" adlı bir panel düzenledi. Panelde, Birleşmiş Milletler (BM) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) başta olmak üzere uluslararası kuruluşların, dünya genelinde daha adil bir düzenin oluşturulması için yapması gereken reformlar masaya yatırıldı. Fahrettin Altun'un mesajıyla başlayan panel, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan'ın açılış konuşmasıyla devam etti. Büyükelçi Turan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Daha adil bir dünya mümkün" adlı kitabını hatırlatarak, küresel sorunlar ve uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı. Türkiye'nin medeniyetler beşiği olan bir coğrafyada yer aldığını ve kültürler, ekonomiler ve fikirler arasında köprü görevi gördüğünü, bu nedenle de uluslararası diyalogun artırılmasında öncü rol üstlendiğini belirtti. Uluslararası kuruluşların geleceği birlikte şekillendirme sorumluluğunun büyük olduğunu ve mülteci krizi, ekonomik sorunlar, iklim değişikliği gibi konularda mevcut sistemlerin daha kapsayıcı ve hedefe odaklı çalışması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin dezenformasyonla mücadele ve dünya barışına katkı sağlama konularında önemli çalışmalar yaptığını da sözlerine ekledi.

BM'de Reform Gerekliliği

Panelde söz alan Almanya'nın eski Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, BM'de reform yapılması gerekliliğini vurguladı. Daimi 5 üyenin veto hakkının sistemin kilitlenmesine yol açtığını ve önemli kararların alınmasını zorlaştırdığını belirtti. Türkiye ile Almanya ilişkilerinin önemine değinen Cuntz, Türkiye'nin şu anda büyük bir diplomatik misyon üstlendiğini ve rolünün hafife alınmaması gerektiğini söyledi. Paris'teki görüşmelere Türkiye'nin dahil olmasının önemini vurguladı ve yeni Alman hükümetinin Türkiye ile iletişime geçerek, göç ve ekonomi gibi konularda ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. BM Güvenlik Konseyi reformlarının da bu temaslar sırasında ele alınabileceğini ifade etti.

Değişen Dünya Düzeni ve Türkiye'nin Rolü

Bonn Üniversitesi İleri Güvenlik, Stratejik ve Entegrasyon Çalışmaları Merkezi (CASSIS) Direktörü Dr. Ulrich Schlie, dünyanın yeni bir düzen inşa ettiğini ve ülkelerin uluslararası alandaki rollerinin değişeceğini belirtti. Türkiye'nin yeni durumlara adaptasyon yeteneğini ve Ukrayna-Rusya ilişkilerindeki dengeleyici rolünü örnek gösterdi. Donald Trump döneminin ardından Türkiye'nin arabulucu rolünün artacağını ve Alman diplomasisinin de Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek, diplomatik ve askeri stratejilerin bir araya gelmesini sağlaması gerektiğini vurguladı. Münih Güvenlik Konferansı'ndaki ABD açıklamalarının Avrupa ve Amerika arasında daha fazla iletişim ihtiyacını ortaya koyduğunu ve Türkiye'nin de bu süreçte önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti. Bir post-Amerikan dönemine hazırlanılması gerektiğini ve dünyanın güç merkezlerinin değişeceğini ekledi.

BM'nin Yetersizliği ve Medyanın Rolü

Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Ünver Noi, BM'nin küresel krizleri çözmekte yetersiz kaldığını ve 2023'te uluslararası toplumun bu konuda uyanmaya başladığını belirtti. BM'nin fonksiyonel bir kurum olması ve reforma açık olması gerektiğini vurguladı. Siyasi analist ve gazeteci Klaus Jürgens ise daha adil bir dünya için medyanın kullanılması gerektiğini ve BM'de çalışanların paralel bir evrende yaşadıkları izlenimini verdiğini söyledi. Kamuoyunu ikna ederek BM reformunun sağlanabileceğini ve "5 üyenin veto hakkı"nın kaldırılması gerektiğini ifade etti. Gazeteci Ewald König ise Almanya'nın dış politikada bazı hatalar yaptığını ve Türkiye'nin kilit konumunu kullanması gerektiğini dile getirdi.

Panel kapsamında "Türkiye Yüzyılı" temalı fotoğraf sergisi ve ressam Devrim Erbil'in hayatını anlatan bir belgesel gösterimi de yapıldı.