Güney Galler Üniversitesi'nden İnsan Fizyolojisi Uzmanı Prof. Damian Bailey, uzayın insan vücudu için son derece zorlu bir ortam olduğunu ve vücudumuzun bu koşullara uyum sağlamak üzere evrimleşmediğini belirtiyor. Uzayda bulunmanın başlangıçta rahatlatıcı bir his verse de, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Astronot Tim Peake'in de belirttiği gibi, başlangıçta tatil gibi hissetmelerine rağmen vücut ciddi değişimlerden geçiyor. Kalp daha az çalışıyor, kaslar ve kemikler daha az zorlanıyor gibi görünse de bu durum tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle, uzay görevlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak ve önlem almak son derece önemlidir. Uzun süreli uzay yolculuklarının sağlık risklerini azaltmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Uzun dönemli uzay görevlerindeki sağlık risklerinin araştırılması, gelecekteki uzay yolculukları için kritik öneme sahiptir. Dünya'daki hayatı sürdürebilmek için vücudun fonksiyonlarının önemini anlamak, bu zorlu ortamda astronot sağlığını korumak için elzemdir.

Kaslar ve Kemiklerde Zayıflama

Dünyada basit bir şekilde ayakta durmak bile kasları çalıştırırken, mikro yer çekimi ortamında kaslar neredeyse hiç kullanılmıyor. Bu durum, kas ve kemik kaybına yol açıyor. Astronotlar her ay kas ve kemik kütlelerinin yaklaşık %1'ini kaybediyor. Bu, hızlandırılmış bir yaşlanma sürecine benziyor. Bu kayıpları önlemek için astronotlar günlük iki saatlik bir egzersiz programına tabi tutuluyor. Koşu bandı, egzersiz bisikleti ve ağırlık kaldırma çalışmaları yaparak kas ve kemik kütlelerini korumaya çalışıyorlar. Ancak, Dünya'ya döndüklerinde kaybettikleri kas kütlesini yeniden kazanmak aylar, kemik yoğunluğunu geri kazanmak ise yıllar sürebiliyor. Dünyaya dönüş sonrası yoğun bir rehabilitasyon süreci gerekiyor. Uzun süreli uzay görevlerinde bu durum kalıcı hasar bırakabilir. Bu durum, uzun süreli uzay görevleri için önemli bir engel oluşturuyor.

Beyin ve Gözlerde Değişimler

Mikro yer çekimi, vücut sıvılarının bacaklardan göğüs ve baş bölgesine doğru kaymasına neden oluyor. Bu durum, yüzde şişkinlik ve beyin içinde basınç artışı gibi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca, "uzay uçuşuna bağlı nöro-oküler sendrom" adı verilen bir durum gelişebiliyor. Bu sendrom, gözlerde görme bulanıklığı ve optik sinirde değişikliklere neden oluyor. Uzun süreli uzay görevlerinde bu durumun kalıcı hasar bırakabileceği belirtiliyor. Bu durum, astronot sağlığı açısından önemli bir risk faktörüdür. Göz ve beyin sağlığı üzerindeki etkilerin daha iyi anlaşılması gerekiyor. Uzun süreli uzay görevleri öncesinde ve sonrasında detaylı göz ve beyin muayeneleri yapılmalıdır.

Denge Kaybı ve Baş Dönmesi

Uzayda yukarı, aşağı veya yan kavramları olmadığı için astronotların denge sistemleri bozuluyor. Dünya'ya döndüklerinde yer çekimine yeniden uyum sağlamak zor oluyor. Astronot Tim Peake, Dünya'ya döndükten sonraki ilk birkaç günün dengeyi yeniden kazanmak, baş dönmesini durdurmak ve normal şekilde yürüyebilmek için çok zor geçtiğini belirtti. Bu durum, uzay yolculuğunun etkileri açısından önemli bir husustur. Dünyaya dönüş sonrası rehabilitasyon programları, denge ve koordinasyonun geri kazanılmasına yardımcı oluyor. Ancak uzun süreli uzay görevleri sonrası bazı etkilerin geri dönüşümsüz olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle, uzay araştırmaları alanında ilerleme kaydedildikçe, uzun süreli uzay görevleri için yeni teknolojiler ve stratejiler geliştirilmelidir.